sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Nisan 2016 Cuma

PROZAC GÜNLÜĞÜ

pmdd için yani `premenstrual disforik bozukluk` için 20mg olanını doktorların verdiği ilaç. kullanımı ise regl den 14 gün önce her sabah alınır regl başlayana kadar devam edilir regl başlayınca ara verilir ve yine bir sonraki pmdd krizi öncesi 14 gün alınır. bir deneyeceğim bakalım ağlama krizlerimi çözebiliyorsa ömür boyu bir beraberlik kurabiliriz.

 http://www.pmscomfort.com/pms-pmdd-symptoms/prozac-sarafem-zoloft-pmdd-medication-drugs-for-pms.aspx http://www.dailymail.co.uk/health/article-4299/Can-Prozac-beat-PMS.html 09/11/2014


edit: 4. gün ilk gün hissettiğim iştahsızlık hala devam ediyor ama yemek yemeğe çalışıyorum. susuzluk o kadar çok değil ama yine var. ilk gün feci baş ağrıları da vardı o şimdi yok. çevremdeki insanlar aşırı sinirli de ben sakinmişim gibi geliyor. kendimi gülümserken yakalıyorum nedensiz. enerji düzeyim arttı ama regl bitti diye olabilir ondan emin değilim. sadece evi toplamaya başladım o biraz acayip geliyor. film izlemek zor geliyor. odaklanamıyorum. iş yerinde daha verimli gibiyim bugün tüm yapmam gerekenleri yapıp yarına ertelemedim.

 5. gün ; kahvaltı etmeden evden dışarı çıkmazdım ama iştah hiç yoktu çantama eti formlar kuruyemişler attım. orgazm olduktan sonra engel olamadığım bir gülümseme yayılırdı yüzüme şimdi hep o gülümseme suratımda. hala takıntı yaptığım şeyleri düşünebiliyorum ama sinirlenmiyorum. işte çok daha iyi olduğum söylenilebilir. evde o kadar iyi değilim. daha çok uyuyorum.

 8. gün; kahvaltı etmek giderek zorlaştı iki gündür meyva yiyorum kahvaltı yerine. bugün sinirlendim iş yerinde, istifayı düşündüm , haksızlığa uğradığımı düşündüm. hala sinirlenip üzülebiliyorum ama gözlerim dolu dolu olmadı. mantığımı kullanabiliyorum. uğradığım haksızlığın nedeni patronun zam vermemek için her sene yaptığı mobbing olduğunun farkındayım.

 11. gün: iştahsızlığın garipliğini daha az hissediyorum yemeye başladığımda doymuyor yemek olmayınca acıkmıyorum. modum pms de gibi huzursuz. feci sıkılıyorum her şeyden uzun süre odaklanamıyor yada boş duramıyorum. fertile dönemde pms de gibi hiç hissetmemiştim. tuhaf geliyor mutsuz yada mutlu değilim ama huzursuzum. uykumda yok ve normalden az uyumaya başladım ilaçtan değil başka nedenlerden ortalama uıyku sürem 1-2 saat azaldı.

 12. gün: artık ağız tadı değişikliğimi farketmiyorum yemekler daha çok ilgimi çekmeye başladı. kilo vermem durdu. bu süreçtae olduğum idrar yolu enfeksiyonu ve fazla sıvı atımı ile alakası olabilir bu durumun. iki gündür feci sıkılıyorum bu arada. eskiden bir şey bulur öğrenirdim. nedense merak edecek öğrenecek bir şey aklıma gelmiyor. meşguliyet için bir arkadaşımın ev arayışına ilanlara bakarak katılıyorum. şansıma işte de acayip sakin sıkıcı ve boş günlere denk geldim.

 18. gün ; iştahım yeniden yok olur gibi bu iştahsızlığı fırsat bilip sigarayı bıraktım. 10 kasımda 71,6 kg iken bugün 67,5 kg yum (4 kilo vermişim) geceleri dişlerimi sıkmaya başladım. dizileri odaklanıp izleyemiyorum. boş durmak batıyor beni çalışkan bir hale getirdi. çok canlı rüyalar görüyorum. rüyamda kardeşimin eşinin öldüğünü gördüm aradığımda karaciğer enzimlerinin yükseldiğini o yüzden telaşlı olduğunu söyleyip malum olmuş dedi. geceleri uyanır oldum erken yatıyor sonra gecenin bir vakti uyanıyorum.

 22. gün: mutlu hissediyorum kilo verme devam ediyor yeniden merak edip öğrenmeye başladım. pms etkileri gözükmüyor. geceleri çok terliyorum nedeni hipoglisemi imiş bir şeyler atıştırmaya çalışacağım. 67,3 kg yum. 24. gün: kilo verme devam ediyor arada sıcak basıyor terliyorum.

 24. günde 66,4 kg olmuşum yani 24 günde 5,2 kg vermeme neden olmuş. pms etkisi yaşamıyorum. ne baş ağrısı ne sinirlilik. genel olarak iyi hissediyorum. kahkaha atabilir hale geldim. madem kilo veriyorum diyerek sigarayıda bıraktım az biraz iştah açar diye ama açmadı. bu arada antidepresan kullanırken sigara bırakmak çok daha kolaymış. hem güzel kokuyor hem kilo veriyorum üstelik gülümsüyorum. şimdilik işler yolunda. bakalım bırakma zamanı gelince de bu kadar kolay mı olacak her şey.

 26. gün: ne pms var ne regl sanırım regl geçikmesi yapabiliyor. stres yok sakinlik doruklarda stabil ruh hali.

 28. gün: normalde 25 gün olan regl döngüm 28 e uzadı. normalde regl öncesi başım ağrırdı ama başım ağrımadı bu defa. 67 kg gördüm bu sabah tartıda sanırım regl şişkinliği sus tutması yüzünden.

 32. gün : tartıda 66,2 kg gördüm pms yaşamadan bir regl yaşadım. ruh halim daha stabil. dün babam belki yeniden anjiyo olabilirim dedi normalde korkup endişelenirdim ama endişelenmedim. uyku yine dengesiz ve bol rüya görüyorum. başladığımdan beri 5,4 kg vermişim.


 researchers at mclean hospital in belmont massachusetts speculated that prozac weight loss is a function of the patient's baseline weight. they tested depressed patients over a six-month period. each patient took between 20 and 80 mg of prozac. lead author m.h. orzack reported that while all subjects experienced decreased depression, overweight patients were the only ones who lost weight. patients at their ideal weight actually gained an average of 4.4 lbs., while underweight patients did not show any significant trends. "psychopharmocology bulletin" published the study in 1990.


 depresyonla alınan kiloları vermeye yarıyor sanırım prozac.


 42. gün edit: 66,1 kg gördüm tartıda bu ay geçen ayki gibi hızla kilo vermiyorum. dün sinirlenip hıçkırarak ağlayabildim. yani bir şey hissetmez falan değilim sadece eskisi kadar yoğun tepki vermiyorum. nispeten daha stabilim. spora başlamak istedim ama grip olduğum için henüz başlayamadım. duygusal ilişkileri 3 hafta sürdüremiyor pms de insan terk ediyordum 29 ekimden beri süren bir ilişkim var. beklenti düzeyim daha düşük ve daha stabil ruh halim olduğu için partner bu durumdan mutlu gibi.


 46. gün edit: 66,00 kg gördüm tartıda. yavaş ama yinede kilo verme devam ediyor. pms etkileri hisseiyorum. içimden erkek arkadaşımı terketme isteği geçiyor. çift gibi hissetmiyorum. eskiden fevrice terk ederdim şimdi aman konuşmam işte diyorum. daha sakinim.


 50. gün edit: 65,8 kg gördüm bugün tartıda regl öncesi dönemde şişmem su tutmam gereken dönemde bu rakamı görmek iyi. sevgiliyi terketmeme gerek kalmadı o sevgili olmadığımızı açıkladı. normalde sinirlenirdim ama kendimi özgür ve yeni olasılıklara açık hafiflemiş bulmak ve ayrılma gereği duymamak rahatlatıcı geldi. prozac çok güzel bir şeymiş. daha dengeli ve akıllı davranabiliyorum. hatta umursamaz üstelik güzelleşiyorum :)


 51.gün edit: 65,4 kg gayet mutlu hissediyorum. daha sakinim aklım başımda. odaklanabiliyorum işe güce. kilo verdikçe özgüvenim de artıyor eski bedenime dönmek bile iyileşme belirtisi benim için.

 52. gün edit: bu ara feci kaşınıyorum. köpekler gibi duvarlara sürtünmek istiyorum. kış etkkisi mi `prozac yan etkisi`mi olmadı `östrojen` etkisi mi bilemedim`. aloe vera` jeli sipariş ettim, `balık yağı` sipariş ettim bakalım.

 53.gün edit: kaşıntımın nedeni fıstık alerjisi imiş bugün tartıda 65,2 kg yu gördüm. doğum günümde (1 mart) 60 kg görmeyi hedefliyorum. fiziğim düzeldikçe ruh halimde düzeliyor :) yarın spora yeniden başlıyorum düzenli spor alışkanlığı edinip prozac ı yaza bırakma planım var.

 58. gün edit: tartıda 65,8 i gördüm çok da verememişim anlaşılan. regl bittiği halde sivilce çıkmak istiyor. bu ara libidomu test etme niyetim var orgazm olabiliyor muyum merak ediyorum.

 65.gün edit: bugün 66,4 kg yum haftasonu yiyerek 68 e kadar çıkmıştım. alkol almayı denedim ilk kez uyku kalitem düştü çölde kalmış deve gibi susadım. kafa yapmadı yada sarhoşluk hissetmedim o kadar çok içmedim zaten. ruh halim yüksek. cildim kötü giderek daha çok kuruyor hatta hiç sivvilce çıkmayan yüzümde sivilce çıkıyor. facebook a koyduğum fotoları görüp arkadaşlarım nasıl böyle kilo verdin saçların nasıl hızlı uzamış diyor. saçların sırrı `priorin` şampuan prozacla alakası yok. fiziksel değişime gelen tepkiler olumlu oldukça özgüvenim yükseliyor. hala spora başlamayı beceremedim. 

78. gün edit: pms etkisi artık hiç yaşamıyorum. psikolojik olarak yoksa vücudum su tutuyor ve bugün 66,6 kg yum yani bir aydır kilo vermedim son iki haftadır da kilo aldım. artık spora başlamam gerektiğinin farkındayım. ruh halim stabil ve pek bir şey takmıyorum. bu halimden hoşnutum. hatta ailedeki dengeleyici ve her şeyi kontrol eden insan havamada geri dönmüş haldeyim . bir haftadır cildim düzeldi. ya `ester c` kullanma etkisi yada iş yerinde ıhlamur kuşburnu demlemenin etkisi (hava nemleniyor olabilir, demlediğim çaya karanfil,zencefil,tarçın, ıhlamur kuşburnu ekliyorum onlardan birinin faydası da olabilir)


 79 gün edit . 67,5 kg ile huızla kilo alıyorum muhtemelen vücudum su tutuyor. ruh halim pamul gibi güya yarın regl olacam ama zerre kadar pms etkisi hissetmiyorum. prozac ile keşke daha erken tanışsaymışım.


 81. gün edit: regl olmaddım yine gecikecek sanki. bu sabah 66,4 kg yum ama bir kaç akşamdır çorba içtiğim için olabilir (bkz: vicdan çorbası)


 84. gün regl bir gün geçikti (26. gün oldu döngü 25 gün) 31 ocakta almayı unuttum ve tüm günüm ağlayarak geçti. tabi o arada tüm güne yayılan bir duygusal konuşmada yapmıştım. lakin almayınca ağladığımı düşündüm.bugün yani 1 şubat günü çok daha iyi hissediyorum. evde yapılması gereken ütü yemek bulaşık çamaşır ne varsa hepsini yaptım bir iki dizi izledim bakım yaptım. iyi hissediyorum. almayı unutmamak lazımmış. regl başlaması ile kilo da 66,0 düzeyine geri geldi. bu ay spora başlarsam iyi olacak.


 100. gün edit: mutluyum , çok uyuyorum, üzülüp takamıyor gülüyorum. mutluluğum bulaşıcı küsen babama geyik yapıp gülünce ben alıngan oldum diyerek düzeldi. deli gibi çikolatya tüketiyorum günde 80 gr ve hala 66 kg da durabiliyorum dün 65,9 idim hatta. spora hala başlamadım. daha az takıntılı daha mutlu bir insanım. cildim azcık düzelir gibi `duş yağı` nedir öğreniyorum.


 http://www.hepsiburada.com/liste/sebamed-shower-oil-vucut-yagi-200-ml/productDetails.aspx?productId=sgelseb38&categoryId=26012356


 102. gün edit: `huzur prozacta` :)) 125. gün edit : ruh halim çok daha iyi yeni şeyler öğrenebiliyorum, mutluyum, stresim az, cildim kurudu onu da duş yağları ile çözüyorum. bırakma zamanım geliyor bu arada spora başlamam lazım. `piyo` düşünüyorum. yani serotonin dengemi doğal yolla yükseltip prozac bırakma planım var. sigara bıraktığım için cildim daha güzel oldu kuru ama daha güzel garip ve çelişkili duruyor değil mi? daha nur yüzlü oldum diyelim.


 139.gün edit: cilt kuruluğum prozac ın yan etkisi ph düzeyini sabit tutmak için la roche posay ın lipikar duş yağı kullanıp üstünede yüzüme vücuduma kuşburnu yağı sürmeye başladım. `kuşburnu yağı` `kuru yağ` kıvamında anında emiliyor vücut tarafından cilde de iyi geliyor. gözaltı kırışıklarına bile sürülebilen faydalı bir yağ imiş. prozac ile yeni bir şey öğrendim soğuk sıkım yağların cilde faydasını. ruh halim mutlu, flörtöz. kilo 66,6 seviyesinde tabi her sabah damak yemesem verebilirdim ama yiyorum :)) artık prozac bırakma zamanım geliyor bakalım bırakma süreci nasıl geçecek. artık `aseksüel`im.

 16/04/2015 edit : son bir haftadır şurup versiyonuna geçip dozu düşürmüştüm. bugün ilk defa almadım. saati geçti diye mi bilmem hafif başım ağrıyor. cildimi yeniden toparlamak istiyorum. anti depresanlar cildi hızlı yaşlandırıyor.

 o yüzden devamlı hayatımızda kalması zor.
 tüm cinsel isteğim öldü. ne kızlara ne erkeklere asılabiliyorum.

cildim feci kurudu duş yağlarını öğrendim gece yüzüme pişik kremi sürüp uyudum.

 cilt incelip hassaslaşıyor.

 bırakma sürecim zor olmasın diye krill yağı ekledim. bugün regl olmayı bekliyorum. regl sonrasıda hayatıma yenden sporu ekliyorum. böylece serotonin doğal yoldan yüksek kalacak.

 prozac hayatımı kurtardı. bu süreçte kilo verdim, sigarayı bıraktım, mutlu ve neşeli bir insan oldum. cildim kurudu, hızlı yaşlandım. bırakınca cildimin eski haline döneceğini umuyorum. kendimi tanıdım yardım almak gerektiğinde zayıflık olarak görmemek yardım alabilmek önemli imiş. 


29/04/2015 edit: dün patrona bağırdım haketmişti ama prozac bırakma etkisi mi bilmiyorum. prozac a başlarken hızla kilo veriyordum 71 kg ya kadar çıktım az dikkat ederek 68,8 gördüm bu sabah tartıda. sanırım vücut kuruyormuş kaybettiğim şey kilo değil su imiş. cildim toparlanıyor. henüz eski haline dönemedi ama nispeten daha iyi durumda. dün spor olarak işten eve yürüdüm yaklaşık 4500 adım. serotonin yükseltmek için hareket etmeye başladım.

 30/04/2015 edit: biraz mal biraz pms de gibiyim daha çabuk alınabilir haldeyim bugün daha zor yarın annemin ölüm yıldönümü. annesiz iki sene geçmiş... bu sabah 67,8kg gördüm tartıda. sanırım vücut su tutmuş.

 11/05/2015: regle bir kaç gün kilo kala tartıda 70,1 kg yu gördüm. şişmeye devam (tabi gece 3 tane magnum yememle alakası olabilir) pms etkilerini hissetmiyorum.

 23/05/2015 pms sonrası 71 kg yum 72 ye kadar çıkmıştım su atıyorum bu arada `matofin`e başladım. cildim çok güzel oldu gece sürdüğüm yağ karışımı (`kuşburnu yağı`, `avokado yağı`,`cadı fındığı yağı`, `emu yağı` , `üzüm çekirdeği yağı`,`badem yağı`, `yasemin yağı`, `hindistan cevizi yağı` ) ve `sudocrem` etkiside var ama asıl prozacsız hayatın etkisi.

 PROZAC'I BÜNYE YAKLAŞIK 85 GÜNDE VÜCUTTAN TAMAMEN ATIYOR. BU SÜREÇTE DÜZENLİ SPOR RUH HALİ DENGESİ İÇİN ELZEM.


01/04/2016 : bugün 76 kiloyum prozac ı bıraktıktan sonra yine başladım. Bu defa yılbaşında bıraktım. Eve koşu bandı aldım, yüzme dersi almaya başladım. İnsülin tiroid gibi değerlerime baktırdım. Bir sorun yok çok yiyormuşum.

Depresyonu olan insan için prozac  güzel bir ilaç olsa bile her ilaç gibi yan etkileri var.  Yılbaşında 70kg iken bırakınca 78 kg ya kadar çıktım.  bir şekilde hormonlar değişiyor sanırım.

Son olarak doktor kontrolü olmadan hiç bir ilacı kullanmayın.Yan etkilerinin ne olacağını bilemezsiniz.

12 Ekim 2010 Salı

Fitness maceram




Mayıs ayının ilk haftası fitness a başlamaya karar verdim. Amacım en az bir sene haftada 3 gün spor yapmaya odaklanmak ve tam bir sene sonra hedeflediğim görüntüye ulaşmak idi. Dana öncesinde aerobik,neopilates, yoga gibi şeyler denemiştim ama bunları evde tek başıma yapıyordum. İlk defa bir salona yazıldım. Aradan 5 ay geçmiş, ben, ısrar ve inat ile gitmeye devam ediyorum.





Benim ilk anda farkettiğim yararlarına gelecek olursak. Salona gitmek sosyalleşmeyi sağlıyor. Ortamda hem dostluk hem de hafif bir rekabet havası var. Ramazan döneminde salona gittiğimde, kimi zaman benden başkası olmuyordu. Salon tamamen bana kalmış gibi hissediyordum. Bu motivasyonu arttıran bir öge değilmiş meğerse. Diğer arkadaşlarımı görüp birlikte spor yapmak, aralarda kısa sohbetler etmek çok daha eğlenceli hale getiriyormuş.



İnsan tek başına olunca kendi sınırlarını o kadar da zorlamıyormuş.Salonda rekabet insanı geliştiren bir durummuş. Salon, aletler,arkadaşlar,sauna gibi unsurlar evet güzel ama asıl mühim olanı sizi doğru şekilde yönlendiren hocanın varlığı.

Çok şanslıyım ki Murat Ağbaba gibi profesyonel,kendini devamlı geliştiren, işini çok seven bir antrenör ile çalışma fırsatı buldum. Hedeflerimi ve ihtiyaçlarımı söylediğimde, buna uygun egzersiz programımı oluşturdu. Sizinle özel olarak ilgilenen bir antrenörle çalışmak insana kendini holivud starları gibi hissediyor .

Henüz işin çok başındayım.Yemeğe olan düşkünlüğümü de bilmeyeniniz kalmadı artık. Diyet yapabilen biri değilim. Amacım yavaş yavaş, oturarak yaptığım işim sonucu aldığım, kiloları, yavaş yavaş bir seneye yayarak, farkında olmadan vermek ve bunu kas kitlemi arttırarak yapmak idi.




Başladığımda ilk ay insanlar kilo vermeye başladılar. Benim tartıdaki durumum aynı idi. İkinci ayda da bir değişiklik olmadı rakamsal olarak ama santimsel olarak incelmeye başlamıştım). İlk üç ay tek kilo vermedim. Yediklerine dikkat edip 4-8 kg arası veren insanlar da vardı salonda. Ben bu üç aydan sonra kilo vermeye başladım rakamsal olarak. 62 kg ile başladım şu an 57kg yum. Bel kalça ve bacaklarım inceldi.



Neden rakamsal olarak incelmeye başladım? Ne değişti yaşantımda?

Koşmaya başladım. daha evvel tempolu yarım saat yürüyordum yarım saat koşmalı dinlenmeli interval denilen bir sisteme geçildi. Antreman programım ağırlaştı.Yediklerime dikkat etmeye başladım. Protein tüketim oranım arttı. Hedefim Mayıs 2011 de 52kg olmak.

Sanırım en mühim etkisi sporun beni mutlu etmesi ve çok ciddi bağımlılık yapması. Serotonin bağımlısı olduğumu itiraf edebilirim.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

SAUNA



Fitness sonrası sauna kullanmaya başladım. Saunanın kapısında bir seansın 300 kalori kadar yakmaya neden olacağı yazıyordu. Bende bu mekanizmayı ve saunanın çıkışını, sağlığa etkisini merak ettim. Sıcaktan bunalacağımı düşünüyordum. Aynı nedenden hamama bile gitmeyen insandım. Spor sonrası 10 dakika deneyebilirim dedim ve ilk defa ellerimin üzerindeki derinin bile terlediğini gördüm. Verdiği his inanılmaz rahatlatıcı idi.
Sonra arkadaşım Tolganın (nam-ı diğer Niketese )ekşi sözlükte ,sauna başlığı altına yazdıklarını okudum

'' Evet saunaya girdiğimizde bolca terleriz. Terlemek vucuttaki toksinlerin, kimyasallarin ve yağlarinin atılması için iyi bir yoldur. Derimiz nefes alır, gÖzenekleri açılır... Ayrıca dakikada ortalama 75 kere atan kalbimiz, saunaya girildikten sonra dakikada 150 atışa kadar ulaşmaktadır. Bu artış ile vucuttaki kan dolaşımı hızlanmaktadır. Ancak sıcaklık yüzünden damarların halihazırda genislemesi sebebi ile kan basinci artmamaktadir. Bu sayede, yani kan dolaşımının hızlanmasına bağlı olarak dokularin kendini onarimi, zararli madelerin dokulardan uzaklaştırılması daha hızlı gerçekleşebilmektedir.

Ayrica zayıflamak isteyenler icin de saunalar bire bir çözümdür. Yattığınız yerden kilo verirsiniz. çünkü vucut yağlari 43 santigrat dereceden sonra suda çözünebilecek hale gelirler. Bu da demektir ki, bu yağlar, yaklaşık 50 santigrat derece olan saunalarda vücut içindeki suda çözünür hale gelip, terleme yolu ile, diğer toksinleri de yanına alarak vücuttan atılabilir. Hatta bu yağları yakma işlemi o kadar hızlı ve çabuk olur ki 10 dakikalik bir sauna seansı yaklasik 600 kalorilik yağ yakılmasina denk gelmektedir. Ki bu da yaklasik 1 litre terlemek demektir. Yani hafif tempoda 10 kilometre kosmak veya yuksek tempoda yarım saat basketbol oynamak ile aynı şey. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en onemli sey su kaybını hemen telafi etmek gerektigidir...''

Niketese'nin bu yazısının devamı ve erkeklere uyarılarını buradan okuyabilirsiniz.

Fince bir sözcük olan sauna, terleme banyosu anlamına gelir. Eskiden odun sobalarını av etlerini ve somon balıklarını pişirmek için kuran Finliler, daha sonra bu sıcak mucizenin sağlık ve gençlik kaynağı olduğunu keşfetmişler.

Sauna kültürü her ne kadar Finlandiya kökenli olarak bilinse de asıl ortaya çıktığı bölge Orta Asya’dır ve buradan Rusya’ya oradan da İskandinav ülkelerine geçmiş ve sonraki gelişimini de Finlandiya’da gerçekleştirmiştir. O dönemde Finliler ahşaptan kulübeler inşa edip bu kulübelere düz taşlar dizerlerdi ve alttan odunla ısınan taşların üzerine su dökerek yoğun bir şekilde buhar oluştururlardı.

Finliler’ bir kadının en güzel olduğu zaman, saunadan çıktıktan bir saat sonraki halidir’ der. Bunun en basit açıklaması, sıcağın etkisiyle vücudun mutluluk hormonları serotonin ve endorfin hormonlarından bol bol salgılamasıdır. Saunadan çıkıp, soğuk suya girildiğinde ise, adeta bir gençlik mucizesi yaratılmış olur: Dolaşım hızlanır, cilt pespembe ve pırıl pırıl bir görünüm alır.

Sauna insanların oturur vaziyette bedenindeki sıvıyı attığı yerdir. Sauna aktif olmayan durumda iken iyi bir şekilde vücuttaki sıvıyı atmak için birebirdir.

Aktif olan bedenden sıvı atmada oluşan yorgunluğun tam tersine saunada terleme ile yorgunluk giderilir. Böylece dinlenerek vücudunuzda ki toksinlerden ve fazla kilolardan kurtulmanıza yardımcı olur.

Kötü toksinler ve metabolizma artıklarının vücudun gözeneklerinden terleme yoluyla uzaklaştırılması genel rahatlama ve gevşemeyi sağlar.

Böylece saunada iken aynı zamanda yorgunluk giderilir, aynı zamanda da vücuttaki toksinler atılır.

Beden, ısı değişimleriyle kalp atım sayısı yani nabız arasında doğrusal bir ilişki vardır. Saunadaki sıcak hava sayesinde vücut ısısı artar böylece haliyle nabız artışı da beraberinde artar. Saunada nabız istirahat haline göre %50 – 60 artar dakikada 100 – 150 atıma çıkabilir. Nabızdaki bu hızlı artışa karşın kan basıncında sistolde çok hafif bir artış olur. Bu sebeple bedenin dolaşım sistemine binen gerçek yük düşüktür.

Buna göre yapılan bir araştırmaya göre çok iyi dayanıklı sporcularda yapılan nabız karşılaştırmalarında 90 C ısısındaki bir saunada 20 dakika kalmak nabız ölçümlerinde 4000 m. koşuya eşit olduğu görülmüştür. Bu nedenle düzenli sauna kullanımının yararları oldukça fazladır.


Sauna içerisinde sıcak ve kuru havanın bulunduğu ,insanların rahatça yatıp oturabilecekleri kadar büyüklüğü olan ahşaptan yapılmış bir çeşit sıcak hava banyosudur. Genel olarak saunada sıcaklık 40 ile 90 C derece arasındadır. Hararet tavan yüksekliğinde 100 C dereceyi bulur.


Sauna nasıl çalışır ve bize ne gibi faydaları vardır?

• Sauna; kalp, dolaşım ve sinir sistemini düzenleyen bir kültür-fizik olayıdır. İnsan vücudundaki hızlı, yoğun sıcaklık artışları ve düşüşleri saunanın ana prensibini oluşturmaktadır.

• Deri tabakasının üst düzeyinde sıcaklık normalden 10° C daha fazla yükselir, aynı zamanda deri tabakasının altında sıcaklık normalden 1° C daha artar. Bu da vücuttaki hastalıklara karşı koyan madde olan antikor üretimini artırır.

• Kan damarları genişlediği için kan akışı hızlanır. Organizmamız vücut sıcaklığını deriyi soğutarak sabit tutmaya çalışır ve yoğun bir terleme ile reaksiyon verir. Deri, ölü hücrelerden temizlenerek canlanır. Yumuşak ve pürüzsüz bir yüzeye sahip olur.

• Yoğun terleme, insan vücudundaki su ve toksinlerin dengesini ayarlar. Özellikle spor yaptıktan sonra saunaya girilmesi tavsiye edilmektedir. Bunun sebebi olarak da kas ağrılarına neden olan laktik asidin terleme yoluyla atılması gösterilmektedir. Finli atletlerin mukavemet sporlarındaki başarısının saunadan kaynaklandığı düşünülmektedir. Günümüzde düzenli sauna banyoları başarılı atletlerin çalışma programlarında yer almaktadır.

• Sporcular egzersize gösterdikleri uyum sonucu terlediklerinde fazla tuz kaybetmezler; sulu terlerler. Sauna, insanın pasif durumda iken sulu terlemesini sağlar. Böylece aktif terlemede oluşan yorgunluğun tam tersine saunada terleme ile yorgunluk giderilir.

• Düzenli sauna banyoları solunum yollarının daha düzenli çalışmasına da yardımcı olmaktadır.

• Sauna banyosu kardio-vaskular sistemini ve kan basıncını olumlu yönde etkileyerek, kalbe ve bütün kardio-vaskular sistemine stressiz bir antrenman yaptırmaktadır.

• Sauna, toplam kan proteinlerinde artışa neden olur. Bu artış da dokulara daha fazla oksijenin ulaşmasını sağlar.

• Negatif iyonlar sıcak taşlara serpilen su ile havaya fışkırırlar ve aldığınız nefes ile vücudunuza girerler. Bu iyonların görevi sizi iyi ve mutlu hissetmenizi sağlamaktır. Son yıllarda keşfedilen bu etki ile dünyada farklı uygulamalar yapılmaktadır. Hatta kanserin tedavisinde bile iyon jeneratörleri kullanılmaktadır.

• Soğuk duşla tamamlanmış ve kurallarına uygun olarak yapılan sauna ziyaretlerinin yararları görüldüğü gibi çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Sauna ile günlük yaşamın bütün stresinden ve yorgunluğundan kurtulur, yaşamdan keyif alırsınız.


• Sauna cilt güzelliğinin yanı sıra bazı bölgelerde istenmeyen yağlanma ve selülit oluşumunu engeller. Kısaca sauna vücud sağlığı ve güzelliği için mükemmel bir yoldur.



• Sauna ile metabolizmanın çalışması hızlanır ve terleme için enerji gerekeceğinden bir sauna seansında yaklaşık 300 kalori yakılmış olur . Bu miktar 3-4 km koşmakla aynı değerdedir.

• Saunada konforlu terleme olan sulu terleme sağlanır (egzersizde olduğu gibi yüksek tuz kaybı olmaz) bu sayede vücuttan kurşun, nikel, cıva gibi zararlı toksinler atılmış olur.

• Programlı sauna banyoları solunum yollarının düzenli çalışmasına yardımcı olur.

• Sauna banyosu kardio-vasküler sistemi ve kan basıncını olumlu yönde etkiler, kalbe ve tüm kardio-vasküler sisteme stressiz antrenman yaptırır.

• Akşamları yapılacak bir sauna seansı stresli günün bütün yorgunluğunu atmanızı sağlar, bu sayede derin ve rahat bir uykuya dalmanıza yardım eder.




• Saunadan hemen sonra insan kendini yeniden doğmuş gibi hisseder. Dinlendirir, bendensel ve ruhsal olarak rahatlatır ve mutlu kılar. Savunma sistemini güçlendirir, enfeksiyonları engeller. Yüksek ve düşük tansiyonda kan basıncının ayarlanmasını kolaylaştırır.

• Dış görünümdeki değişiklikler hemen fark edilir. Zayıflamaya yardımcı olur. Çeşitli fonksiyon bozukluklarında (astım, baş ağrısı, yüksek tansiyon vb.) pozitif etki yapar. Ancak saunanın etkileri doğru uygulandığında pozitif olur.

Sauna herkese farklı faydalar sağlamaktadır. Bu konuda herkesin fikir birliğine vardığı konu ise düzenli sauna kullanımının beden ve ruh sağlığına iyileştirici etkisinin olduğudur. Saunanın genel çalışma prensibi insan vücudundaki yoğun sıcaklık artış ve azalışlarına dayanır.

26 Nisan 2010 Pazartesi

Hedef İncelmek

Hedefinizdeki ideal kilonuz ne? Peki bu hedefinize varamamanızın en büyük nedeni ne?

1- Taze mevye ve sebze, düşük yağlı süt ürünleri,beyaz et ve balığı alışveriş listenize ekleyin.


2- Eti Browni İntense çok lezzetli peki kaç kalori farkında mısın 100gr'ı 465 kalori. Böyle minicik görünen kalori bombalarının farkına varın. Bunların kalorilerini kontrol edin.

3- Mayonez gibi çok kalorili soslar yerine,sirke,limon,az yağlı yoğurt gibi soslar kullanın.


4- Ana öğünlere ara öğünler ekleyin. O zaman çok acıkmazsınız. Kan şekeriniz ani düşüş ve yükselişler yaşamaz.

5- Cola yerine maden suyu içmeye çalışın.

6- Yemek yediğiniz tabakların boyutunu küçültün.

7- Ekmeği bırakmak 100-200 kalori diyetinizden eksiltmek demektir. İlla ekmek yemek istiyorsanız beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği tercih ediniz.

8- Önce çorba yada salata yerseniz kendinizi daha çabuk doymuş hissedersiniz.


9- Sulu meyve ve sebzeleri yemeyi seçin. Fazla yeseniz bile kalori olarak ciddi bir fark yaratmazlar.



10- Günde bir elma yiyin. Yemeklerden önce yenilen bir elma yaklaşık 190 kalori daha az almanızı sağlar. Yemekten yarım saat önce yenilen elma beyninize tokluk sinyalleri yolladığı için yemek sırasında daha az yersiniz.

11- Yanınızda sağlıklı atıştırmalıklar taşıyın. Kuru meyveler,ceviz ,fındık gibi.Ara öğünleriniz bu sağlıklı atıştırmalıklar olabilir.

12-Beynin tok olduğunu anlaması yaklaşık 20 dakikayı alıyor. O yüzden yavaş yemek ve öncesinde daha hafif olan yiyecekler ile yemeğe başlamak önemli.

13- Her ana öğününüzde yaklaşık 100 gr protein tüketmeye çalışın. Proteini daha çok olan yemekler ile beslenenler daha uzun süre acıkmazlar. Aynı zamanda kilo verirken amacımız yağ dokusunu azaltırken kas dokusunu kaybetmemek hatta kas oranımızı arttırmak. Kırmızı et hiç yemeyin demiyorum ama kalp sağlığınızı düşünerek hareket edin. Ayrıca bir not daha haftada 5 öğün balık yemek cildi daha güzel yaparken gözenekleri küçültüyor.


14- Meyve suyu yerine meyva tüketmeye çalışalım. Hem lifli şeyler yeme oranımız artar hemde saf meyve suyu ile kan şekerimizi yükseltmeyiz.

15- Yemek kaşığı yerine tatlı kaşığı kullanarak yemek yer isek porsiyonlarımız bize daha büyük görünür.

16- Yemek günlüğü tutmak ne kadar yediğinizin farkına varmanızı sağlar. Zamanla yediklerinizin daha çok farkına varırsınız,özellikle de hatalarınızın.

17- Ağırlıklar ile yapılan egsersizler yapmak kasları güçlendirirken daha çok kalori yakmanızı sağlar.

18- Yemeden önce düşünün. Diyetinizi destekleyen bir şey mi yemek üzeresiniz.

19- Sabırlı olun ilk günden incelemezsiniz. Hedefiniz tartıdaki rakamlar yerine giymek isteyip içine sığamadığınız giysileriniz olsun. Bazen tartıda çok minik değişiklikler olmasına rağmen görünüşte daha büyük değişiklikler olabilir.

20- Dişlerinizi fırçalayın. Beyninize böylece yemek bitti mesajı göndermiş olursunuz.

21-Tv başından uzaklaşın. Ne kadar tv izlerseniz o kadar hareketsizsiniz. O kadar da kilo alıyorsunuz.

22- Bitki çayları deneyin hem metabolizmanız hızlanır hem de vanilya yada meyve aromalı çaylar ile tatlı duygunuzu tatmin edersiniz.



23- Tatlı krizine girdiğinizde Kakao oranı yüksek olan çikolataları tercih edin.

24- Alkolden diyet süresince uzak durun. 1 kadeh şarap yaklaşık 100,1 kadeh bira yaklaşık 250 kalori demek. Alkol olan ortamlarda bulunmanız gerektiğinde alkol yerine su veya maden suyu tercih edin.

25-Diyetinizde tuzu azaltmaya çalışın unutmayın ki tuz vücutta su tutar.

26- Bir diyet günlüğü tutmaya başlayın. my-calorie-counter.com ve foodfit.com gibi sitelerden yardım alabilirsiniz.Bu sitelerin türkçe olan muadili var mı bilmiyorum bilen varsa yazsın ekleyelim . İnternet ile işim olmaz diyen için de Dilara Koçak ın diyet günlüğü kitapçılarda satılıyor yazıyorsunuz içine ama pek ucuz bir şey değil.

27- Adım sayar kullanın. Günde en az 10.000 adım atılması gerekiyor.
Ne kadar hareketsiz olduğumu adım sayarımı aldıktan sonra anladım yarım saat yürümek 5000 adım civarı ediyor yani adım sayarınız yoksa bile günde en az bir saat yürüyün.

28- Vücut kitle endeksinizi hesaplayın. nhlbisupport.com/bmi Amacımız sıfır beden olmak değil sağlıklı kabul edilen aralıkta kalmak.

Vücut kitle endeksi kategorileri:

* zayıf = <18.5
* Normal = 18.5-24.9
* Kilolu = 25-29.9
* Obez = 30 veya daha fazla


29- Arasıra diyetinizi bozmadığınız için kendinizi ödüllendirin. Maniküre gitmek veya güzel bir kitap almak gibi şeyler hediye edin kendinize.

30- İçine giremediğiniz elbisenize girmeye çalışın ve anımsayın neden bu kadar çaba harcıyorsunuz. Amacınızı tekrar anımsayın.

22 Nisan 2010 Perşembe

ZAYIFLAMA ÇILGINLIĞI NEREYE KADAR?



Benim için ideal kadın Monicca Bellucci. Orantısı ile yürüyüşü ile hali ile tavrı ile kadın kelimesinin hakkını veriyor. En çok beğendiğim yeri vücudunun kıvrımları. Zayıf bir kadın değil,şişman da değil.




Göğüsleri dolgun, beli ince, kalçası geniş bir kadın. Anlayamıyorum insanların (artık bu çılgınlığın kadını erkeği yok!) aşırı zayıf olma isteğini.Bence güzellik öncelikle sağlıklı olmaktır. Sağlıklı bir beden güzel gelir.Işıldar.Pozitif enerji yayar.



Geçen hafta bir arkadaşım ile konuşuyordum çevresindeki insanların bitkisel denilen bir ürün kullandığını delice susadııklarını ve zayıfladıklarını anlattı. Bende merak ettim nedir bu bitkisel şey. Ne insana çılgınlar gibi kilo verdirir hilesi nedir bunun ?


İşin tuhafı öyle cahil insanlar kullanmış diyeceğimiz bir şey değil gayet eğitimli aklı başında diye düşünülen insanlar bunu kullanıyor. Nasıl bir toplumsal baskı var üzerimizde sıfır beden olmak üzerine. Artık erkeklerin bile çekicilik algısı değişmiş kalçası daha dar kadınları beğenir hale geliyorlar.

Bu ilaçlar (ilaç denilebilinir mi acaba ilaçlar iyi eder bu şeyler fena...) sağlık bakanlığından onaylı değiller. Bitkisel besin desteği adı altında getiriliyor Çinden. Tarım bakanlığı onay veriyor.



Bu ürünü kullanan eczacı bir arkadaşım ile konuştum. Anlattıklarını size aktarmak istiyorum. Özellikle bugün televizyonlarda ve gazetelerde aynı habere gözüm çarpınca yazma gereği duydum. Haberde bir genç kızın bu zayıflayacağım diye kullandığı ürünler yüzünden 24 yaşında öldüğü söyleniyordu. Habere buradan erişebilirsiniz.


Kaç kilosunda bunu kullandın kardeş ?

Şu anda 98 oldum, ancak kullanmanızı kesinlikle tavsiye etmem, çok zararlı yan etkileri var.

Sen neden kullandın ve etkileri neler oldu ?

İşin traji komik tarafı ben de eczacıyım, birader doktor o kullanmış bana tavsiye etti. O zaman eczanelerde satışı başlamamıştı. Biz Çin'den getirttik. Literatür taraması yaptığım zaman gerçektende meksika biberi tohumunun metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı özelliği olduğunu gördüm ve kullanabilirim diye düşündüm.

İlaç geldi. Kullanmaya başlayınca aşırı ağız kuruluğu, uykusuzluk, aşırı idrara çıkma ve su kaybı, öfosri gibi etkileri görmeye başladım. Daha önce sibutramin( reductil) ve metamfetamin kullanmıştım. O nedenle bu yan etkileri çok iyi tanıyorum. Bende biraz inatlıkta var ilacın çok şiddetli iştah kesme özelliği ile birleşince 8 gün hiç birşey yemedim. Sadece su, şekersiz çay ve kahve, maden suyu içerek açlık diyeti yaptım. 7 kilo birden verdim. Bana kalsa açlık diyetini 20-25 gün hatta belki daha fazla yapacaktım ancak bizim hanım isyan çıkardı ve sonlandırmak zorunda kaldım. İlacı devam ettirdim. 15 gün sonunda 8 kilo verdim. Ancak söylediğim gibi ben meslekten ve daha önce kullandığım ilaçlardan, beklenen yan etkileri ve sağlığım üzerinde yaratacağı riskleri biliyorum. Bu riskler hipertansiyon ve kalp damar sistemi problemleri. Bu yönden kendimi ilaç kullandığım sürece takip ettim ve risk oranını düşük tutmaya dikkat ettim. Meslekten olmayan birisinin bunu yapması çok zor. Bu nedenle kimseye tavsiye etmiyorum. O nedenle kesinlikle bu ilacı kullanmayın derim. yardımcı olabildi isem ne mutlu.

İştah kesiyor diye mi bişey yemediniz ? Bunu anlayamıyorum yemek en büyük zevkim :)

Bende yemeği çok seviyorum ancak bu nedenle kilomda bazen böyle başını alıp gidiyor. Açlık rejimi bilimsel fakat çok dikkatli uygulanması gereken ve çok zor bir rejimdir. Bu rejimde bu tip anoroksijenik ilaçlar çok yardımcı olur. Bu nedenle kullandım.

Yani bu ilacın tek olayı iştah kesmesi mi ? İlaç dedim ama ilaç denmez maddenin olayı?

İlacın etkisi iştah kesmek ve metabolizmayı hızlandırmak ancak bunu yaparken seratonin üzerinden gittiği için problem var.

Etki mekanizmasını anlamaya çalışıyorum. Seratonin etkisinden gidince ne oluyor ve metabolizmayı nasıl hızlandırıyor ?

Seratonin normalde mutluluk hormonu diye adlandırılır ve herkes bunun artmasının iyi bir şey olduğu fikrine sahiptir Ancak bunu doğal olmayan yollardan artırmak, yıkımından sonra ani seviye düşüşü çok ciddi yan etkiler yapar.

Bunlardan bizim konumuz olan kalp damar sistemi üzerine olan etkisidir. Seratonin seviyesindeki oynamalar damarlarda özellikle kalp damarlarında ani kasılmalara yol açtığı için hipertansiyon hastalarında ve kalp damarlarında problem olan kişilerde kalp krizi ve beyin kanaması riskini arttırır. Seratonin seviyesinin artması metabolizma hızınızıda arttıracaktır. Aşık olunca coşmanızın, yerinde duramamanızın sebebi de biyolojik olarak böyle açıklanabilir.:)) Özetle seratoninimiz artsın ama bu kimyasal bir uyarı ile değil doğal yollarla olsun. Yani yavaş yavaş yükselsin yavaş yavaş düşsün. Biyokimya kitabı gibi oldu ama inşallah ne demek istediğimi anlatabilmişimdir. ayrıca (bkz: metamfetamin) (bkz: sibutramin) daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.


Anlıyorum ,kilo vermek istiyorsam en kolay yöntem aşık olacam :p

Asıl fena olanı anladım sanırım serotoninin ani düşüşü sanırım uçurumdan yuvarlanmak gibi bir etki yapacak. Yükseliş hoş olsa da düşüş can yakıcı olacak doğru mu anlamışım?

Peki bırakınca ne oldu hemen vücut normale dönebildi mi ?



Çok doğru anlamışsın. Bu tip maddeler yani amfetamin ve türevlerinin narkotik olarak sınıflandırılmasının ve yasaklanmasının sebebi de bu işte. Ecstasy, crack,kristal falan denilenler hep amfetamin türevleri. Kullanınca süper, enerjik oluyorsun, hiperaktif oluyorsun, coşuyorsun, tavanlara zıplıyorsun vs. ama ilacın etkisi geçince ani bir çöküş yaşıyorsun, depresif etkiler ortaya çıkıyor, yoksunluk belirtileri intihara kadar götürüyor yada tekrar ilaç alıyorsun. Buna amfetamin tipi bağımlılık diyoruz. Zamanla dozajı yükseltmen gerekiyor çünkü tüm hormon ve nörotransmitterlerin en kötü özelliği uyarı seviyelerinin gittikçe yükselmesi. Doz arttırdıkça kardiyovasküler yan etkilerin görülme olasılığı daha da çok artıyor.

Yani amfetamini kullanmazsan intihar ediyorsun, kullanırsan kalp krizi veya beyin kanamasından ölüyorsun. İşte böyle bir şey bu narkotikler. eroin vb. opoid'ler içinde benzer etkiler geçerli. Seratonin, endorfin, dopamin hem çok iyi hemde çok kötü. Dengeyi bulmak çok zor.

Ben ilacı kullandıktan 2 gün sonra içeriğinde metamfetamin ve sibutramin olduğunu tahmin ettim. bunların etki ve yan etkilerini iyi bildiğim için kontrollü kullandım ve limite ulaştığımı anladığım anda dozu düşürerek adım adım kullanmayı bıraktım. Vücut bir kaç gün içinde normale dönüyor ama sizin psikolojinizi buna ayarlamanız gerekiyor. O zaman sorun yaşamazsınız ama bunu da herkes yapamayabilir. Çünkü sosyal baskı unsuru olan kilo ve rejim tutkusu ilacın buna olan çok aşırı katkısı ile birleşince diyet manyaklığı denen olaya yol açıyor ve biraz daha kilo vereyim derken ipin ucunu kaçırıyorsunuz.


Şimdi anlamış mıyım kontrol edelim. Bağımlılık yapıcı bir şey bu. Bağımlılık yaptığı içinde kullanmak istiyor insanlar

Çok doğru anlamışsın:))

Sohbet güzeldi yardımı da oldu. Belki blogda bunu yazarım. Diyet çılgınlığı zamanı
:))


Keşke çılgınlık olsa manyaklık bu manyaklık. Sen benim hastaları bazılarını görsen anlarsın ne demek istediğimi, hanım kızın boyu 170, kilosu 54 gelip ağlıyor ben bu kiloları nasıl verecem diye. Bunun adı çılgınlık mı sence?



Sizi bilmiyorum ama benim gözüm korktu. Sağlık bakanlığı onayı olmayan hiç bir ilacı kullanmayın. Kullanacağınız ilaçlar içinde uzmanından tavsiye alın. Vücuda giren her şey bir etki yapıyor.

Asıl amacınız sağlıklı olmak olsun. Ruhen ve bedenen sağlıklı olmak.

Buradan bu ürünlerin yurda girmesini sağlayan ve bu kadar kolay bulunabilmesine yol açan mekanizmaya nefretimi belirtmek istiyorum. Bitkisel ilaç, zayıflama ilacı , diyerek insanların uyuşturucu ile tanışmasına neden olunması engellenmeli. Bu gelişmeleri savcılıklar suç duyurusu olarak kabul etmeli.

10 Nisan 2010 Cumartesi

DR. PERRICONE DEN GÜZELLİK VE SAĞLIK SIRLARI

Kitapçı gezmeyi çok seviyorum. Dr.Perricone ile de Remzi Kitabevinde dolaşırken tanıştım. Tabi ki kendisi ile değil kitabı ve söyledikleriyle tanıştım :)


Temel olarak hücre iltihaplanmasının yaşlanmaya neden olduğuna inanıyor Dr.Perricone. Bu iltihaplanmayı azaltmak ve engellemek genç kalmayı ve sağlıklı olmayı sağlayacak. Yani tüm hücreleriniz sağlıklı ise sizde genç ve güzelsiniz. Güzellik içten gelen bir ışıltı.(Hala kremlerede inanıyorum ama sağlıksız bir bedene hiç bir kremin iyi geleceğini düşünmüyorum.)

Hollywood’da oldukça popüler bir doktor Dr.Perricone hayranları arasında Cate Blanchett, Kim Cattrall, Uma Thurman ve Julia Roberts' ı sayabiliriz.

Sizlerle de bilgilerimi paylaşayım istedim. Beni tanıyanlar bilir 140 yaşına kadar sağlıklı ve güzel yaşamayı ve yaşlanmayı planlıyorum. Bu yazıda Perricorne’dan öğrendiklerimi çok özet bir halde sizler ile paylaşacağım.





DR. PERRICONE’UN YAŞLANMANIN EFLAMATUAR TEORİSİ


1-SERBEST RADİKAL HASARI + ENFLAMASYON = HÜCRE BOZULMASI = YAŞLANMA

Yukarıdaki basit eşleşme güzellik ve sağlık için Dr. Perricone’un reçetesinin temel taşıdır. Buna göre hücresel bozulmayı önleyerek, yaşlanma sürecini kökten frenlemek esastır.
Bunu nasıl yaparız?

Öncelikle, serbest radikal veya oksidatif zararları önleyerek veya sınırlandırılarak. Eksik elektronlu oksijenler serbest radikallerdir. Stabil değildir ve reaktiftirler; eksik elektronlarının yerini doldurmak için spiral bir düşüş yaratarak sağlıklı hücreden elektron çalarlar.

Serbest radikaller, nefes alma, yiyeceklerin sindirilmesi gibi normal fizyolojik fonksiyonlarla doğal yollardan üretilse de bunlar, UV hasarı, şeker açısından yüksek bir diyette, sigara içmekle gelen, stresle ve vücuda saldıran kirlilikle oluşan serbest radikallerin verdiği yoğun zarardan uzaktır.
Serbest radikal, savunma mekanizmasının ilk aşamasına saldırdığında, hücre plazma membranı, arachidonic asit salarak kendini korur. Bu tam olarak bozulana dek, hücre içinde enflamasyona neden olur.

Serbest radikalin bu kombine gücü, “çifte yıkım” olarak bilinen enflamasyon yapıcı ve harap edici etki oradaki ve ondan ötedeki hücrelere saldırarak büyük hasar verir. Hormon reseptörleri ve sinir taşıyıcılar tehlikeye atılır. Hücrenin çöp sindirme kabiliyeti bozulur, bu da nem kaybına neden olan tuz birikimine sebep olur. Vücutta DNA ve RNA bozulur. Kolajen ve elastin kırışıklık formuna girerek hasar görür. Bu hücre bozulması, vücudun kontrol dışına çıkmasına, hastalıklara ve yaşlanmaya neden olur.



ANTİOKSİDANLAR + ENFLAMASYON ÖNLEYİCİLER = HÜCRE YENİLENMESİ

Antioksidanlar tıpkı bir paspas gibi, serbest radikalleri yakalayıp kaldırarak, onların hücre elektronlarını çalmasını engelleyerek oksidatif zararı önler ve oluşmuş zararın da geri döndürülmesine yardımcı olur. Antioksidan özelliklerine sahip olan birçok besin de doğal enflamasyon önleyici olarak rol oynar. Hepsi birlikte, hücresel seviyede “çifte yıkım” etkisine karşı mücadele eder, vücudu kuvvetlendirir ve yaşlanma sürecini yavaşlatır.


2- SESSİZ ENFLAMASYON

Vücudumuzun strese verdiği tepki



3- GLİKASYON

Şeker ve vücudumuzda şekere dönüşen karbonhidratlı gıdaların hücrelerimize ve vücudumuza verdiği hasardır.








DMAE

DMAE ( Dimetil amino etanol) doğal olarak oluşan, önemli ölçüde anti-aging, ve enflamasyon önleyici özellikte olan bir maddedir. DMAE insanların sinir dokusunda, belirli deniz ürünlerinde özellikle somon balığında bulunur. Sinir hücrelerinin birbiri ile etkileşimini sağlar ve daha da önemlisi kasların uyanması ve anlaşması için gerekli olan sinir- kas arası haberleşmeyi sağlar. Yaşlandığımızda, kaslar diriliğini ve gerginliğini kaybeder, vücut ve yüz, genç ve diri bir görünüm için DMAE’ye ihtiyaç duyar.



Alfa Lipoik Asit –/ İnce çizgiler, kırışıklıklar, cilt kusurları ve genişlemiş gözenekler için önerilir

Serbest radikallerin hasarlarına karşı ilk savunma hattı, vücutta bulunan ve alfa lipoik asit (ALA) olarak bilinen bir bileşiğe aittir.ALA en güçlü anti-aging antioksidan ve kullanılır enflamasyon önleyicilerden biridir. Dr. Perricone onu geniş kullanım alanına sahip olduğundan evrensel bir antioksidan olarak değerlendirir. Bölgesel uygulamalar için uygun konsantrasyondaki, ALA cilt kusurları için tam olarak bir silgi gibi rol oynar.



Vitamin C Ester – / Derin kırışıklıklar, sıkılık kaybı, doku değişimi ve solgunluk için önerilir


C vitamini güçlü bir antioksidan ve enflamasyon önleyicidir ama stabil değildir ve kolayca cilt içine absorbe olmaz. C vitaminini bağlamak için Ester bağı kullanır ve formülündeki patentli C vitamini esterini oluşturmak için palmiye ağacı yağı kullanır. Stabil ve tahriş etmeyen özellikte olması ve kolaylıkla cilde nüfuz edilebilmesi için, yağ ve suda çözülebilir. Kolajen ve elastin üretimini uyarır, cildi sıkılaştırır, toparlar, renklendirir ve parlatır.



NÖROPEPTİTLER - / Sonuçları yoğunlaştırmak ve hızlandırmak, cilt bakımını geliştirmek için önerilir.


Yaşlandığımızda, tahrip olmuş cilt hücreleri hissiz olmaya başlar. Bu aşamada, cilt aktif içeriklerin yararlarından faydalanmaya elverişli değildir. Nöropeptitler tıpkı bağlantı kablosu gibi içeriğin emilimini sağlar. Hücrelerin arasındaki iletişimi arttırarak tedaviyi kabul eder ve iyileştirir.


OLIVE OIL POLYPHENOLS – ZEYTİNYAĞI POLİFENOLLERİ / Koruyucu cilt bakım tedavisinde ilk adım olarak önerilir. Hassas ve tahriş olmuş ciltler için idealdir.


Halis zeytinyağında bulunan, zeytinyağı polifenolleri, önemli antioksidanlar içerirler ve enflamasyon önleyicidirler. Zeytinyağı polifenol gruplarının en güçlü üyesi hidroksitirosoldür. Tahriş etkisi yaratmadan, anti-aging yararları cilde taşıyabilir, hassas cilt için ideal bir terapidir. Zeytinyağı, aynı zamanda nazik ve yumuşatıcı özellikleriyle besleyen ve cildi nemlendiren, süper bir yumuşatıcı olan oleik asitçe de zengindir.



Dr.Perricorne un kitaplarını okumaya başladıktan sonra balığa delice bir önem verdiğini fark ettim.

Balığın bu kadar önemli olmasının nedeni içerdiği omega 3 yağ asitleri idi. Dr.Perricone haftada 5-6 öğün balık yemeyi öneriyor. Hatta kendi kahvaltı tabağında somon olduğunu kitaplarında anlatıyor.

Bu kadar fazla somon tüketmeyi istesem bile beceremeyeceğimi anladım. Eczacı arkadaşım Gürkan daha önce cildin güzel olsun istiyorsan balık yağı tabletleri kullan demişti. Bende balık yağı tabletlerine başladım. Her öğün 1000 mg balık yağı tabletlerinden içiyorum. Yani günde 3000 mg balık yağı tüketiyorum.

Omega-3 nedir?

"Omega-3 vücut tarafından yapılamayan ve dışarıdan yiyeceklerle alınması gereken doymamış yağ asitlerinden biridir ve kendi içinde de EPA ve DHA olarak ikiye ayrılmaktadır."

Omega-3 yağ asitleri sayesinde:


* trigliseridler ve kolesterol düşer, böylece damar tıkanıkları ve buna bağlı kalp hastalıkları, kalp krizi ve felç riski azalır.

* bağışıklık sistemi güçlenir

* kansere karşı koruma sağlanır

* beyin, retina, sperm, cilt hücreleri güçlenir

* insülin kullanımını artar (şeker hastalığı için faydalı)

* kanı inceltir ve akışını kolaylaştırır, kanın pıhtılaşmasını önler

* iltihap önleyici etkisiyle romatizmal hastalıklara karşı koruma sağlar

5 Nisan 2010 Pazartesi

BU MASKELER HAYAT VERIYOR

Kis aylarindan ciktigimiz su gunlerde cildimizin ve saclarimizin soguk,ruzgar,hava degisimi gibi sebeplerle yorgun dustugunu farkedeceksiniz.
Iste bu donemde imdadiniza gene dogal urunler kosacak. Herseyden evvel C vitaminli meyve ve sebzeleri bolca tuketmelisiniz.Kahve ve cayi azaltmalisiniz. Bol spor yapmalisiniz iste o zaman vucudunuz size tesekkur edecek.
Bir de benim leziz maskelerimin tadina bakarsa cildiniz iste o zaman mutluluk nidalari duyacagima eminim hepinizden:)

Isin en onemli kismi olu derileri yoketmek. Olu deriler cildinizde kaldigi surece cildi beslemek imkansiz. Dolasiyla once buharla olu derileri yumusatacak (mesela guzel uzun suren rahatlatici bir banyo seansi) sonra da lifinizi elinize alarak vucudunuzu ve cildinizi bu olu derilerden arindircaksiniz.
DIKKAT! Yuzunuzu ovarken son derece nazik davranmalisiniz. Oyle hatir hutur ovmaya kalkmayin. Gercekten kas yaparken goz cikmasin:)))

Daha sonra da maskelerimden birini secip bir ay boyunca haftada iki kere uygulayin.
Haydi bakalim:) Kolay gelsin:)

1-Kayisi Maskesi
Iki corba kasigi yogurdun icine iki uc damla kayisi yagi damlatiyorsunuz. 1 cilegi ezip atiyorsunuz.
Iyice karistirip cildinize suruyor 20 dakika bekliyorsunuz. Ilik suyla cildinizi temizliyorsunuz.
Hem nem, hem C vitamini daha ne isteriz degil mi?


2-Salatalik Maskesi
Salataligi rendeleyip birkac damla limon sikiyorsunuz. Yogurtla karistiryorsunuz cildinize suruyorsunuz. 20 dakika bekledikten sonra ilik suyla yikiyorsunuz. Canlandirici bir maskedir cilde ferahlik verir.

3-Domates Maskesi
Domatesi rendeleyip, 2-3 damla zeytinyagi ve biraz sut ile karistirin. Kuru ciltlere birebirdir.

4-Dekolte icin Badem Maskesi
Badem yagi ve 1 yumurtanin akini karistirin. Boyun,cene alti,gogsunuzun ust kismini bu karisimla kaplayarak 20 dk bekleyin. Piril piril bir ten sizi bekliyor.

23 Mart 2010 Salı

GİRİŞ



Bu bloğun amacı,her şeyden, özellikle de kendi ilgimi çeken şeylerden bahsetmek.

Sağlık,siyaset,güzellik,moda,kozmetik,sinema,edebiyat,tiyatro,tv,müzik,dans. Bunlara kadın perspektifinden yaklaşmak. Tektip anlayışı olan bir blog olsun istemiyordum o yüzden misafir yazarlarım olacak. Kendi alanlarında başarılı kadınlardan oluşan misafir yazarlarım olacak.

Çeşitlilik istiyorum bu blogda. Hayata farklı açılardan bakan kadınların farklı algılarını görmek istiyorum. Cosmopolitan formatında değil! Söyledikleri şeyi destekleyen, nedenleri ve sonuçları ile irdeleyen kadınlar.

Güzellikten bahsederken yüze yoğurt sürmek iyi geliyormuş diye yazmayan iyi geliyor ama arkasında şöyle bir mekanizmayı harekete geçiriyor diyerek işleyişinide anlatan kadınlar yazacaklar.Birbirinden farklı kadınlar.

Kadın Patron Olduğunda

Efsanevi mucit, “ kadınlar tarafından yeni çalışma alanlarının edinilmesi ” ve “ kademeli olarak liderlik gaspı ” nı öngörüyor. Mühendis, fi...